Sağlık Bakanı Duyurdu: Yerli CAR-T Hücre Tedavisi Kanser Hastalarına Umut Olacak

Sağlık Bakanı Duyurdu: Yerli CAR-T Hücre Tedavisi Kanser Hastalarına Umut Olacak

Kanser tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme yaşanıyor. CAR-T hücre tedavisi, hastaların kendi bağışıklık hücrelerinin genetik olarak değiştirilerek kanser hücrelerine karşı daha etkili hale getirilmesini sağlayan yenilikçi bir yöntem olarak öne çıkıyor. Türkiye, bu tedavi sürecinde önemli bir adım atarak Güney Kore ve İsveç ile iş birliği yaptı. 2026 yılı itibarıyla yerli üretimle hastalar bu tedaviye erişebilecek.

CAR-T Hücre Tedavisi Nasıl Çalışıyor?

CAR-T hücre tedavisi, hastanın T hücrelerinin laboratuvar ortamında genetik olarak güçlendirilmesiyle uygulanıyor. Bu süreçte:

  • Hastadan alınan T hücreleri, laboratuvarda kansere karşı daha etkili hale getirilerek özel bir genetik değişimden geçiriliyor.
  • Bu hücreler, "chimera antijen reseptörleri (CAR)" ile donatılarak kanser hücrelerini tanıyıp yok etme yeteneği kazanıyor.
  • Tedavi edilen T hücreleri hastaya geri veriliyor, böylece bağışıklık sistemi kanserli hücrelerle daha etkili bir şekilde savaşabiliyor.
  • Özellikle kan kanserleri ve bazı katı tümörlerde umut verici sonuçlar elde ediliyor.

Türkiye, CAR-T Tedavisinde Önemli Bir Adım Attı

Türkiye, yerli CAR-T hücre tedavisinin geliştirilmesi için TCT Sağlık Teknolojileri, Güney Kore’nin biyoteknoloji firması AbClon ve İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü (İKTE) ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) arasında bir iş birliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, Türkiye’de CD19 CAR-T hücre tedavisi AT101’in klinik kullanımı ve yerli üretimini hızlandırmayı hedefliyor.

İlk Hasta 2026’da Tedaviye Erişebilecek

Bu iş birliğiyle, öncelikle AT101’in Türkiye’de üretim altyapısı oluşturulacak ve ardından hematolojik kanserlerin tedavisi için onay süreci başlatılacak.
TCT, Türkiye’de AT101’in ticarileştirme haklarını alarak klinik denemeleri yürütecek ve üretim sürecini başlatacak. Süreç tamamlandığında ilk hastanın 2026 yılında bu tedaviye erişmesi hedefleniyor.

Sağlık Bakanı: Yerli Üretim Sürecini Başlattık

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada CAR-T hücre tedavisinin Türkiye’de yerli imkânlarla üretileceğini ve hastaların erişimine sunulacağını duyurdu. Bakan Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Üreten Sağlık Modelimizin lokomotifi TÜSEB ile yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde ‘CAR-T Hücre Tedavisi’nin yerli üretim sürecini başlattık. Bu ileri teknoloji tedavi yöntemini vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı planlıyoruz. Sağlığın bilimini ve teknolojisini üreten lider ülkelerden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz."

Bakan, sağlık alanında yenilikçi projeler geliştirmek isteyen bilim insanlarına destek vermeye devam edeceklerini de belirtti.

CAR-T Tedavisi Geleneksel Kanser Tedavilerinin Yerini Alabilir mi?

Tıbbi Onkoloji Uzmanları Prof. Dr. Özlem Er ve Doç. Dr. Abdullah Sakin, CAR-T hücre tedavisinin potansiyel etkilerini değerlendirdi. Prof. Dr. Özlem Er, bu tedavinin bazı hastalar için çok daha etkili sonuçlar verebileceğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

"CAR-T hücre terapileri, her hastada işe yaramasa da ileri evre kanser hastalarında uzun süre boyunca hastalığın tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olabilir. Bu yöntemin en önemli farkı, hastanın kendi T hücrelerinden oluşturulmuş olması. Bu hücreler, bağışıklık sisteminin kanser hücreleriyle daha etkili savaşmasını sağlar."

Tedavi Süreci Üç Hafta Sürüyor

CAR-T tedavisinin nasıl işlediğini anlatan Prof. Dr. Özlem Er, şu detayları paylaştı:

  • Bireysel T hücreleri, laboratuvar ortamında kansere karşı daha etkili hale getirilir.
  • Genetik olarak düzenlenen bu hücreler, hastaya yeniden infüze edilir.
  • Eğer süreç başarılı olursa, kanser hücreleri bağışıklık sistemi tarafından yok edilir.
  • Tüm tedavi süreci yaklaşık üç hafta sürmekte.

Kanser Tedavisinde Yeni Bir Dönem Başlıyor

Uzmanlar, CAR-T hücre tedavisinin başarılı olması halinde kemoterapi, akıllı ilaçlar ve radyoterapi gibi geleneksel tedavi yöntemlerinin gelecekte önemini yitirebileceğini belirtiyor.

Bu gelişmeyle birlikte, kanser tedavisinde daha hedefe yönelik, kişiselleştirilmiş ve daha az yan etkiye sahip tedavi yöntemlerinin ön plana çıkması bekleniyor.

Kaynak: Hürriyet

Önceki Haber Sağlık Bakanlığı’nın Nadir Hastalıklar Veri Sistemi’nde Kayıtlı Hasta Sayısı 13 Bine Ulaştı
Sonraki Haber İstanbul'daki Sağlık Tesislerinin %80’i Depreme Dayanıklı Hale Getirildi
Benzer Haberler