Türkiye, son yıllarda yaptığı yatırımlarla sağlık turizminde dünya çapında önemli bir merkez haline geldi. Ancak, sağlık turizmiyle ilgili yurt dışında yayılan olumsuz haberler ve yetersiz denetimler, sektörün uluslararası güvenilirliğini zedeleyebilecek riskler taşıyor. Londra merkezli FL PR & Communications'ın Kurucusu Furkan Lüleci, "Türkiye’nin sağlık turizmindeki bu güçlü konumu, rakip ülkelerin pazar kaybı nedeniyle artan dezenformasyon tehdidiyle karşı karşıya. Bu sorunları, etkin iletişim stratejileri ve güvenilir sağlık kuruluşlarıyla çözmeliyiz" dedi.
Sağlık Turizminin Büyüyen Küresel Pazarındaki Yerimiz
Her yıl artan bir ilgiyle, 2024 yılında sağlık turizmi kapsamında 44 milyon kişi seyahat etti ve bu alandaki pazar büyüklüğü 120 milyar dolara ulaştı. 2025’te ise bu rakamın 180 milyar doları aşması bekleniyor. Türkiye, diş tedavisi, saç ekimi ve estetik cerrahi gibi alanlarda yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetleriyle bu pazarın önemli bir oyuncusu. Ancak yurt dışı kaynaklı dezenformasyon haberleri ve yetkin olmayan sağlık kuruluşlarının neden olduğu olumsuz örnekler, sektörün potansiyelini olumsuz etkiliyor.
Fransız Öğrencinin Vakası ve Denetim İhtiyacı
Geçtiğimiz Mart ayında Türkiye’ye sakal ekimi için gelen Fransız bir öğrencinin, operasyon sonrası intihar etmesi ve bu işlemin bir emlakçı tarafından yapıldığının iddia edilmesi, sağlık turizmi alanında daha sıkı denetim ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdi. Bu tür olaylar, Türkiye’nin sağlık turizmi itibarını zedelerken, denetim ve mesleki standartların önemini açıkça ortaya koyuyor. Lüleci, "Yetkin sağlık kuruluşları için standartlar oluşturmak, bu tür haberlerin önüne geçmek ve Türkiye’yi güvenilir bir sağlık turizmi markası haline getirmek adına kritik bir adım" dedi.
İç ve Dış Stratejiler Geliştirilmesi Gerekli
Türkiye’nin, sağlık turizmi alanında yetkin ve denetimden geçmiş kişi ve kurumlarla hareket etmesi gerektiğini belirten Lüleci, özellikle İngiliz basınında Türk sağlık sektörüne yönelik dezenformasyon içerikli haberlerin sıklıkla yer aldığını ifade etti. "Bu tehditlere karşı etkin iletişim stratejileri geliştirmek ve güvenilir sağlık hizmetleri sunmak, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır" diye ekledi. Ayrıca kriz iletişimi konusunda temsilcilerin eğitim alması gerektiğine dikkat çekerek, bu adımların hem kurumların hem de ülkenin itibarını koruyacağını vurguladı.
Dezenformasyona Karşı Proaktif Yaklaşım
Lüleci, uluslararası medya ile etkili ilişkiler kurmanın önemine işaret ederek, "Birleşik Krallık gibi ülkelerde, olumsuz bir habere karşı yanıt verme hakkı yasal olarak korunur ve yayınlanması zorunludur. Türkiye, bu tür hakların ve medya dinamiklerinin farkında olarak hareket etmeli ve hedef pazarlarda uzun vadeli ilişkiler geliştirerek güvenilirliğini artırmalıdır" dedi.
Yerelleştirilmiş İletişimin Önemi
Sağlık turizminde güven oluşturmanın yalnızca hizmet kalitesiyle sınırlı olmadığını belirten Lüleci, yerelleştirilmiş 360 derece iletişim stratejilerinin önemini vurguladı. "Hastalarla kültürel ve duygusal bağ kurmak, sadece güven artırmakla kalmaz, aynı zamanda markanın hedef pazarlardaki toplumla bütünleşmesini sağlar" dedi. Bu tür bir yaklaşımın, Türkiye’nin sağlık turizminde sadece bir destinasyon değil, uluslararası alanda güvenilir bir marka olarak algılanmasını sağlayacağını ifade etti.