Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Kıvanç Katmerlikaya, son dönemde sağlık alanında ozon tedavisinin kullanımının arttığını belirtti ve bu tedavi yöntemi hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Ozonun, üç oksijen atomundan oluşan bir gaz olduğunu açıklayan Dr. Katmerlikaya, medikal oksijenin jeneratörler aracılığıyla ozona dönüştürülerek tedavi amaçlı kullanıldığını ifade etti. Ozon tedavisinin, özellikle eklem ağrıları, nörolojik hastalıklar ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesi gibi pek çok sağlık sorununda etkili olduğunu vurguladı.
Hangi Durumlarda Kullanılmıyor?
Dr. Katmerlikaya, ozon tedavisinin genellikle güvenli bir yöntem olduğunu ancak bazı özel durumlarda uygulanmadığını belirtti. “Halk arasında ‘bakla hastalığı’ olarak bilinen favizm ve tiroit fonksiyon bozukluğu olan hastalara bu tedaviyi uygulamıyoruz. Ayrıca gebeler için de önerilmiyor” dedi. Ozon tedavisinin özellikle kireçlenme, eklem aşınmaları, Parkinson ve MS gibi nörolojik hastalıklarda tedavi edici etkilerinin görüldüğünü ekledi.
Kan Dolaşımını İyileştiriyor
Tedavi yöntemini açıklayan Dr. Katmerlikaya, ozonun sistemik ve lokal olmak üzere iki şekilde uygulanabildiğini belirtti. Sistemik uygulamada hastanın yaklaşık 100 cc kanının alınarak ozonla birleştirildiğini ve tekrar vücuda verildiğini söyledi. Lokal uygulamada ise ozonlanmış kan, kas içine, genellikle omuz veya kalça bölgesine enjekte ediliyor. “Bu tedavi ile hastaların kan dolaşımı iyileştirilmekte ve bağışıklık sistemi düzenlenmektedir” diye konuştu.
Psikolojik ve Fiziksel Rahatsızlıklarda Etkili
Ozon tedavisinin depresyon gibi psikolojik durumlarda serotonin seviyesini artırarak olumlu sonuçlar verdiğini ifade eden Dr. Katmerlikaya, diyabetik ayak tedavisinde de başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirtti. Ayrıca bel ve boyun fıtıkları, kronik yorgunluk sendromu, romatizmal hastalıklar ve eklem kireçlenmelerinde de etkili olduğunu vurguladı. Kas ağrıları olan hastalara ise uygun noktalara enjeksiyon yapıldığını ekledi.
Tedavi Süreci ve Yan Etkiler
Dr. Katmerlikaya, ozon tedavisinin genellikle haftada bir veya iki seans şeklinde uygulandığını ve toplamda 10-12 seanslık kürler halinde yapıldığını belirtti. Tedavi süresinin hastanın durumuna göre uzatılabileceğini ya da gerektiğinde yıl içinde tekrarlanabileceğini ifade etti. Bilinen ciddi bir yan etkisi olmadığını belirten Katmerlikaya, tedavi sonunda yüz güldürücü sonuçlar elde ettiklerini söyledi.
Kaynak: DHA