Diyabet konusunda farkındalığın artırılmasının önemine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Temizel, yalnızca tip 1 ve tip 2 diyabetin değil, daha az bilinen diyabet türlerinin de tanınması gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Temizel, yetişkinlerde görülen ve “gizli otoimmün diyabet” olarak tanımlanan LADA (Latent Autoimmune Diabetes in Adults) hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Toplumda genellikle tip 1 ve tip 2 diyabetin bilindiğini belirten Temizel, LADA diyabetin yetişkinlerde görülen diyabet vakalarının %3–12’sini oluşturduğunu söyledi. Tıp literatüründe “tip 1.5 diyabet” olarak da geçen bu formun, tip 1 diyabet kadar hızlı ilerlemeyip tip 2 diyabet gibi sadece insülin direnciyle açıklanamadığını ifade etti. Bu nedenle LADA’nın tanısının çoğu zaman zor konduğunu vurguladı.
Belirtiler Benzer, Tanı Farklı
Diyabetin tipi ne olursa olsun hastaların genellikle benzer şikâyetlerle başvurduğunu aktaran Doç. Dr. Temizel, ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, yorgunluk, kilo kaybı, uyuşma, yaraların geç iyileşmesi ve bulanık görme gibi belirtilerin görülebildiğini söyledi.
Bu nedenle bazı tip 2 diyabet hastalarının aslında LADA olabileceğinin fark edilmediğine dikkat çeken Temizel, araştırmalara göre tip 2 tanısı alan hastaların yaklaşık %14’ünün aslında LADA olduğunu belirtti. Hastalığın otoimmün mekanizmasının tip 1'e benzediğini ancak ilerlemenin daha yavaş olduğu için “latent” yani gizli seyirli kabul edildiğini ifade etti.
Erken İnsülin Tedavisi Komplikasyonları Azaltıyor
Tip 2 diyabet tedavisinin genellikle ağızdan alınan ilaçlarla başladığını söyleyen Temizel, LADA’da durumun farklı olduğunu belirtti:
“LADA hastalarında tablet tedavisi kısa sürede yetersiz kalır. Bu hastalar erken dönemde insülin tedavisine ihtiyaç duyar. Yanlışlıkla tip 2 diye değerlendirilip uygun tedavi başlanmazsa pankreastaki beta hücreleri hızla tükenir ve komplikasyon riski yükselir.”
Araştırmaların, LADA hastalarının tip 2 diyabetlilere göre nöropatiye daha yatkın olduğunu gösterdiğini aktardı.
LADA Tanısında Otoantikor Testleri Belirleyici
Tanıda otoantikor ölçümlerinin büyük önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Temizel, Anti-GAD, ICA ve IAA gibi otoantikorların pozitif olmasının otoimmün diyabeti işaret ettiğini söyledi. Ayrıca C-peptid düzeyinin zamanla düşmesinin, pankreasın insülin üretim kapasitesinin azaldığını gösterdiğini vurguladı. LADA’nın özellikle zayıf yapılı yetişkinlerde daha sık görüldüğünü ekledi.
Tedavide Amaç: Beta Hücrelerini Korumak
LADA için standart bir tedavi algoritması bulunmasa da temel hedefin kan şekeri kontrolünü sağlamak ve pankreasın beta hücrelerini mümkün olduğunca korumak olduğunu ifade eden Temizel, sürecin kişiye özel takip ve tedavi gerektirdiğini söyledi:
“Hastalık ilerlemesinin yavaşlatılması, düzenli doktor kontrolü, doğru beslenme, egzersiz ve gerekli durumlarda zamanında insülin tedavisine geçilmesi hayati önem taşır.”




