Artan Obezite Vakaları Küresel Ekonomiyi Tehdit Ediyor

Artan Obezite Vakaları Küresel Ekonomiyi Tehdit Ediyor

Dünya genelinde hızla artan obezite vakaları, yalnızca sağlık değil aynı zamanda ekonomi açısından da ciddi bir kriz haline geliyor. Uzmanlara göre obezite, üretkenlik kaybından sağlık harcamalarına kadar geniş bir yelpazede küresel maliyetleri artırıyor.

Obezite Oranları Hızla Yükseliyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 1990’dan bu yana yetişkinlerde obezite oranı iki katından fazla artarken, ergenlik çağındakilerde dört katına çıktı. Her yıl 4 milyondan fazla ölümün fazla kilo ve obezite ile bağlantılı olduğu belirtiliyor. 2022’de 2,5 milyardan fazla yetişkin fazla kilolu olarak sınıflandırılırken, bunların yaklaşık 890 milyonuna obez teşhisi kondu.

Ekonomiye Trilyon Dolarlık Yük

DSÖ, obezitenin yol açtığı doğrudan sağlık giderleri ile verimlilik kaybı ve erken ölümlerden kaynaklanan maliyetlerin 2030’da 3 trilyon doları aşacağını, 2060’ta ise 18 trilyon dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Dünya Obezite Federasyonu da obezitenin küresel gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 2’sinden fazlasına mal olduğunu, bu oranın 2060’a kadar yüzde 3’ün üzerine çıkacağını bildirdi.

Uzmanlardan Kritik Uyarılar

Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Prof. Barry Popkin, obezitenin işlenmiş gıdalar, hareketsiz yaşam ve sağlıklı beslenme imkanlarının sınırlılığı gibi birçok faktörle tetiklendiğini söyledi. Obezitenin diyabet, hipertansiyon, felç, kalp hastalıkları ve kanserin yanı sıra depresyon gibi ruhsal sorunlara da yol açtığını belirten Popkin, sağlık maliyetlerinin giderek artacağına dikkat çekti.

“Obezite Hastalık Olarak Kabul Edilmeli”

Dünya Obezite Federasyonu’ndan Angie Jackson-Morris, obezitenin yalnızca bireysel tercihlerle açıklanamayacağını vurgulayarak, işlenmiş gıda pazarlamasına karşı daha sıkı düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. Jackson-Morris, obezitenin bir hastalık olarak kabul edilmesinin, yeni ilaçlara, psikososyal desteğe ve sağlık hizmetlerine erişimi artıracağını ifade etti.

Çözüm İçin Küresel Adımlar

Latin Amerika’da uygulanan şeker vergileri ve ürün etiketlemeleri sayesinde şekerli içecek tüketimi düşerken, Japonya’da zorunlu bel ölçümü ve yaşam tarzı danışmanlığı politikaları obezite oranlarını düşük tuttu. Avrupa ve İskandinav ülkelerinde ise okul yemekleri, vergiler ve reklam kısıtlamalarıyla ilerleme sağlandı. Uzmanlar, bu örneklerin hükümetler için yol gösterici olabileceğini belirterek obezitenin hem sağlık hem de ekonomi için öncelikli bir gündem haline getirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Önceki Haber Sağlık Bakanı Memişoğlu: Üniversite hastanelerinde MHRS dönemi başlıyor
Sonraki Haber Özel Hastanelere GSS Başvuruları Sert Düştü
Benzer Haberler
Rastgele Oku