Türkiye son yıllarda sağlık turizminin en önemli merkezlerinden biri haline gelirken, özellikle estetik operasyonlardaki denetimsizlik tartışmaları gündemdeki yerini koruyor. Yabancı hastalara hizmet veren özel ve kamu hastanelerinde, hatta muayenehaneler ve polikliniklerde bile sağlık turizmi faaliyetleri yürütülüyor. Ancak artan estetik operasyonlar, yaşanan komplikasyonlar ve ölümler Türkiye’nin elde ettiği itibarı zedelemeye başladı.
Türkiye’nin Yükselişi ve USHAŞ’ın Rolü
Sağlık turizmi 2010’lardan itibaren hızla yükselirken, Sağlık Bakanlığı bu alanda koordinasyonu sağlamak için 2019’da Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) adlı şirketi kurdu. Altı yılı aşkın süredir yetkilendirme ve akreditasyon süreçlerini yöneten USHAŞ sayesinde Türkiye, sağlık turizminden en çok gelir elde eden ilk 10 ülke arasına girdi.
2019’da 756 bin hasta 1,4 milyar dolar gelir bırakırken, 2024’te 1,5 milyon hasta sayısına ulaşıldı ve gelir 3 milyar doları aştı. 2025’in ilk yarısında ise turizm gelirlerinin yüzde 6,9’u sağlık turizminden sağlandı. Hedef, yıl sonunda 1,5 milyon hastaya hizmet vererek 12 milyar dolar gelir elde etmek.
Estetik Operasyonlar Mercek Altında
Türkiye’ye gelen yabancıların en çok tercih ettiği operasyonlar arasında burun estetiği, saç ekimi, diş tedavileri, dolgu ve liposakşın öne çıkıyor. Ancak artan talep, merdiven altı merkezlerin çoğalmasına ve ruhsatsız kişilerin cerrahi olmayan estetik işlemler yapmasına yol açtı. Bu durum hem yabancı turistleri hem de yerli hastaları mağdur ediyor.
Tüketici platformlarında yayımlanan şikayetlerde botoks sonrası yüz kaslarını kaybeden, kalıcı yaralar yaşayan ya da başarısız ameliyatlar sonucu görme kaybı yaşayan kişiler dikkat çekiyor.
Denetimsizlik Sorunu
Resmi rakamlara göre Türkiye’de sağlık turizmine hizmet veren 656 hastane, 3 binden fazla muayenehane, 196 tıp merkezi ve 1707 sağlık kuruluşu bulunuyor. Ancak güzellik merkezleri ve benzeri işletmeler Sağlık Bakanlığı’nın doğrudan denetimi dışında kalıyor. Bu merkezlerde hekim olmayan kişiler tarafından dolgu, botoks, ip askı gibi işlemler yapıldığı sıkça dile getiriliyor.
Ocak ayında yayımlanan yeni “estetik yönetmeliği” ise tartışmaları artırdı. Düzenlemeye göre, farklı uzmanlık alanlarından hekimler de sertifika alarak estetik müdahalelerde bulunabilecek. Bakanlık, bu adımı artan talebe yanıt vermek amacıyla açıkladı.
“Sağlık Ticarete Konu Edilemez”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Özel Hekimlik Kolu Başkanı Güray Kılıç, sürecin giderek sağlık hizmetini ticari bir alana dönüştürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
- “Sağlık kamusal bir haktır, ticarete konu edilemez. Şu an parası olanın ulaşabildiği bir hizmet haline geldi. Bakanlık kürek çeken değil, dümen tutan olmak istiyor. Ancak ticari kaygılar, mesleki etik ilkeleri zedeliyor.”
Kılıç, Avrupa ülkelerinde sınırlı olan estetik operasyonların Türkiye’de hızla ve toplu şekilde yapılabildiğini, bunun da ciddi riskler doğurduğunu vurguladı. Özellikle ağır operasyonların kısa sürede paket fiyatlarla yapılmasının komplikasyonları artırdığını, takip eksikliği nedeniyle de ölüm risklerinin yaşandığını ifade etti.
Avrupa’dan Türkiye’ye Uyarılar
Son yıllarda estetik operasyonlar nedeniyle hayatını kaybeden turistler Avrupa’da gündem olurken, İngiltere 2024’te altı vatandaşının Türkiye’de estetik ameliyat sonrası yaşamını yitirdiğini açıkladı ve vatandaşlarını uyardı. Buna rağmen 2025’in ilk altı ayında 733 bin turist sağlık turizmi kapsamında Türkiye’ye geldi.
Kontrolsüz Büyümenin Riskleri
Türkiye’nin sağlık turizmindeki yükselişi aynı zamanda ciddi riskler barındırıyor. Denetimsiz büyüyen estetik sektörü hem ülke imajını hem de sağlık güvenliğini tehdit ediyor. Uzmanlara göre asıl sorun, sağlığın kontrol edilemez biçimde ticarileşmesi ve bu süreçte denetimlerin yetersiz kalması.