Hindistan’ın batısındaki Mumbai kentinde, kamusal alanlarda güvercin beslemek mahkeme kararıyla yasaklandı. Karar, belediye yetkilileri, sağlık uzmanları ve kuşseverler arasında ciddi tartışmalara yol açarken, kentte protestolar da patlak verdi.
Protestolar ve Gözaltılar
Ay başında, onlarca yıldır kullanılan bir “kabutarkhana”nın (güvercin besleme alanı) kapatılmasına karşı çıkan yüzlerce kişi sokaklara döküldü. Protestocular, brandaları yırtarak süresiz açlık grevi tehdidinde bulundu. Çıkan olaylarda polisle iki kez çatışma yaşanırken, yaklaşık 15 kişi gözaltına alındı.
Sağlık Kaygıları Ön Planda
Yetkililer, yasağın gerekçesi olarak güvercin dışkılarının sağlık risklerini gösteriyor. Yapılan araştırmalar, güvercin dışkısına uzun süre maruz kalmanın akciğer iltihabı, mantar enfeksiyonları ve kalıcı solunum problemlerine yol açabileceğini ortaya koyuyor.
Hindistan’da güvercin nüfusunun 2000 yılından bu yana %150’den fazla arttığı belirtiliyor. 2023 tarihli “State of India’s Birds” raporuna göre, tek bir güvercin yılda 15 kilogram dışkı üretebiliyor. Bu durum hem ekolojik hem de sağlık açısından ciddi sorunlar doğuruyor.
Geçmişte Delhi’de bir çocuğun güvercin dışkısına maruz kalması nedeniyle hayatını kaybetmesi, uzmanların uyarılarını daha da güçlendirmişti.
Kültürel ve Dini Tepkiler
Güvercinler, Hindistan’ın kültürel ve dini yaşamında önemli bir yere sahip. Filmlerden günlük yaşama kadar pek çok alanda güvercin besleme sahneleri yer alıyor. Bazı kabutarkhanalar ise tarihi ve hayır amaçlı yapılar olarak biliniyor.
Özellikle Jain toplumu, güvercinlere yem vermeyi dini bir görev olarak görüyor. Bu nedenle yasak, dini çevrelerde büyük tepkiyle karşılandı.
Çözüm Arayışları
Bombay Yüksek Mahkemesi, yasağa karşı açılan davayı reddederek halk sağlığının öncelikli olduğunu vurguladı. Ancak aynı zamanda bir uzmanlar paneli kurarak, daha dengeli çözümler için öneriler geliştirilmesini istedi.
Hayvan hakları örgütü PETA India, sabah ve akşam belirlenen saatlerde sınırlı besleme yapılmasını öneriyor. Böylece hem hijyenin korunabileceği hem de insanların kuşlarla olan kültürel bağının devam ettirilebileceği savunuluyor.